
SEVGİLİ MİSAFİRLERİMİZ;
MUĞLA YÖRÜK OBALARI BAŞKANI SEVGİLİ ORHAN AKCAN BEYEFENDİ VE SEVGİLİ MUĞLALILAR; KARAİNCİR GÜZELLEŞTİRME DERNEĞİ ESKİ BAŞKANI SEVGİLİ ARMAĞAN ÖRNEKER BEYEFENDİ VE SEVGİLİ KARAİNCİRLİLER,
SEVGİLİ ÇAĞDAŞ AKTURLULAR!
Varoluşumuz, Laik, Demokratik, Cumhuriyetimizin 100. Yılı; Hepimize Kutlu Olsun!
Ulu Önder Atatürk’ümüz: “Bilelim ki, milli benliğini bilmeyen milletler, başka milletlere yem olurlar!” demiştir. Yüreklerinde ve damarlarında yüzlerce yıl saflığını kaybetmemiş Türk Kanı taşıyan; manevi ve maddi tüm olanaklarını fedaya hazır; dahası canını ortaya koymuş olan Kadını ve Erkeğiyle yediden yetmişe tüm Türk Halkı’nın olağanüstü çabalarıyla; dünyada bir benzeri daha görülmemiş destansı kahramanlıklar sergileyerek büyük ve eşsiz bir zafer kazanmıştır. 3 yıl, 3 ay, 22 gün süren amansız savaş sonunda yakılıp yıkılmış ve geriye viran olmuş yıkık bir vatan; çok büyük işkence görmüş ve salgın hastalıklarla boğuşan bir halk; hayatın her alanında çöküş yaşayan bir toplum kalmıştır. Şimdi hedef, bu yorgun halkı ayağa kaldırmak, hak ettiği çağdaşlığa ve refaha kavuşturmaktır. Tam 100 yıl evvel bugün ‘Bağımsızlığı, karakteri’ olan çok sevdiği halkına Cumhuriyeti armağan etmiştir. Onun düşüncesinde Cumhuriyet; “Demokratik idarenin tam ve mükemmel bir ifadesidir! Bu rejim, halkın gelişimini ve yükselişini sağlayan; onlardan esirlik, soysuzluk, dalkavukluk hislerini uzaklaştıran bir yoldur. Laik, Demokratik Cumhuriyet; düşüncede, bilgide, sağlıkta, güçlü ve yüksek karakterli koruyucular ister” ifadesiyle de yine çok sevdiği halkına; Cumhuriyeti emanet etmiş ve bizlerden ona sahip çıkmamızı istemiştir. Bizlere çağdaşlığın yolunu açmıştır. Bu yolda karanlığın, yobazlığın, cehaletin asla yeri yoktur ve olmayacaktır! Ulu Önder Atatürk’ümüz: “Şuna emin olabilirsiniz ki, dünya üzerinde yaşamış ve yaşayan uluslar arasında ruhça demokrat doğan tek ulus Türklerdir“ demiştir. Bu özgür ruhlu, demokrat millet büyük bir zafer kazanmış ve kazandığı bu zaferi de her zaman hakkını vererek; büyük bir coşkuyla ve gururla kutlamıştır ve ilelebet de kutlamaya devam edecektir! Ulu Önder Atatürk’ümüz, Genç Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temellerini bilimle, aydınlanma ile atmıştır. Yurt dışından bilim insanlarının gelmesine olanak sağladığı gibi, başarılı gençleri de yurt dışına eğitime göndermiş:
“Evlatlarım, Sizleri birer kıvılcım olarak gönderiyoruz, alevler olarak geri dönmelisiniz” demiştir. Bu donanımlı, liyakat sahibi kadrolarla gerçekten çok az zamanda mucizevi başarılara imzalar atılmıştır.
Ulu Önderimiz Atatürk; Cumhuriyet döneminden önce toplumda varlığı yok sayılan Türk Kadınına; hak ettiği özgürlüğü ve birey olma hakkını vermiş; Kadınlarımızın ışıkla, bilgi ve kültürle, gerçek faziletle donanması gerektiğini söylemiştir. Türk Kadınına olan bu saygı ve inanç bağlamında; 1945 yılında Melahat Ruacan sadece Türkiye’nin değil, dünyanın ilk yargıtay hakimi olarak; 1950 yılında Semiha Es sadece Türkiye’nin değil, dünyanın ilk savaş muhabiri olarak, 1958 yılında Leman Bozkurt Altınçekiç sadece Türkiye’nin değil, Nato’nun ilk kadın jet pilotu olarak, 1961 yılında Dilhan Eryurt Nasa’da görev yapan ilk Türk Kadını olarak onun bu öğütlerini yerine getirmişlerdir.
Türk Ulusunun yanı sıra; Dünya Çapında Hayranlık Uyandıran Mustafa Kemal’e, Viyanalı Bir Kadın Müzik Öğretmeni Leopoldine König Ata’mızın Adına Bir Marş Bestelemiştir. Halkının Ona Beslediği Sevginin, Hayranlığın Yanısıra; Amerikalı Bir Gazeteci Olan Streit Atamıza Olan Düşüncelerini Ve Tespitlerini Ne Güzel İfade Etmiştir: “Diğer Devlet Başkanlarında Olan Şaşaa Ve Merasimin Hiçbiri Mustafa Kemal Paşa’da Yoktu. Her Yönüyle Tam Bir Centilmen. Nazik, Kültürlü Ve Çok Şık Giyimliydi. Profesyonel Asker Ve Samimi Demokrat, Anında Karar Alan Eylem Adamı, Organizatör, Pratik Ve İdealist. Meclisin Yasalarına Bağlı, Bütün Gücünü Demokratik Temeller İçin Kullanıyor. Ankara Sokaklarında Yalnız Yürüyor; Halkın Arasında, Rastlaştığıyla Konuşuyor, Şakalaşıyor, Gücünün Farkında Ama Kibirli Değil”. 1956 Yılında Dr. Wilkins; Ay’daki Bir Kratere Büyük Saygı Duyduğu Atatürk’ün Adını Vermiştir. Ayrıca dünyada 35 ülkede heykeli olan,120 cadde ve 35 meydana adı verilen tek Dünya Lideri Mustafa Kemal Atatürk’tür.
Türk Milleti Laik, Demokratik Cumhuriyeti’nin kendisine sağladığı tüm kazanımlarına daima sahip çıkacaktır, çıkmalıdır! Türk Kadını, 3. Osman ve 4. Mustafa zamanında sokağa çıkamadığını asla unutmayacak, aksine tüm kazanımlarına sıkı sıkıya bağlı kalacaktır.
Başta yattığı mekanı da anıtlaştıran ‘Büyük Önder Atatürk’ olmak üzere yurdumuzun çeşitli yerlerindeki anıtlarda, şehitliklerde isimleri yazılı veya bilinmeyen vatan evlatlarının bizlere bıraktığı bu emaneti küçümsemek; geçmişin karanlığına Türk Milleti’ni çekmeye çalışmak en azından onlara hıyanettir.
Varlığımızı borçlu olduğumuz; başta Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, genci-yaşlısı, Kadını-Erkeği tüm Kahramanlarımızı rahmet, minnet ve özlemle anıyoruz! Ruhları şad olsun! Ne Mutlu Türküm Diyene!